4 Şubat 2025

Güncel Hopa Haberleri ve Son Dakika Gelişmeleri

Ekonomi, spor, teknoloji ve magazinde Hopa’dan son dakika haberleriyle gündemi yakalayın!

Ege’de deprem fırtınası… Tsunami yaratacak… İstanbul ve İzmir depreminin ilgisi

Ege'de bir haftada 500'ün üzerinde deprem olunca, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir’e sorduk: Ege'de neler oluyor? İstanbul depremine etkisi ne olur?

Ege’de giderek büyüklüğünü artıran deprem fırtınası, Yunanistan’ın Santorini Adasını boşaltma çalışmaları, acil durum ekiplerini adaya konuşlandırması, henüz 6 Şubat depremi acıları taze olan ülkede korku yarattı. Herkes deprem bilimcilerin açıklamalarını anlamaya çalışırken, Ege’de ne oldu, neler olacak, Santorini’deki büyük bir depremin sonuçları ne olabilir sorularının cevabını, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir’den aldık.

-Ne oluyor? Bu yaşadıklarımız ne?

Sıra dışı bir durum yaşanıyor. Normal bir aktivite değil. 28 Ocaktan beri 500’ü aştı deprem sayısı. Hepsi aynı yerde oluyor. Depremlerin olduğu yer, volkanik ada yayı olarak değerlendirilen bir yer. Atina’dan, Santorini Adasından Türkiye’de Bodrum’a, Datça’ya doğru devam eden, yay şekilli, volkanik adalardan oluşan bir jeolojik ortam var orada.

Bu volkanik adaların büyük çoğunluğu aktif volkanlarla simgeleniyor. Geçmişte milattan önceki dönemlerde, milattan sonra 1800’lü yıllarda patlamış volkanlar var. Dolayısıyla volkanik açıdan aktif bir bölge.

O bölgede volkanların sayısından daha da fazla fay var. Denizin altındaki o bölge Ege Kabuğu diye geçiyor ve burada çok sayıda fay var. Orası Kuzey- Güney doğrultusunda sürekli gerilen bir bölge. Gerildiği için kabuğun içinde sürekli faylar oluşuyor. Magma dediğimiz, yani kayaların belli bir derinlikten sonra sıvı olduğu jeolojik yapı var. Etrafta belli ölçeklerde deprem olduğunda, o sıvı da hareket etme eğilimi gösteriyor. Sağa sola yalpaladığı anda depremler oluşmaya başlıyor.

Bu deprem aktivitesine daha doğrusu sismik aktiviteye faylar da belli ölçeklerde karşılık verince olay büyüyor. Bir türlü bitmiyor. Orada birden fazla fay olduğu için faylar birbirini tetiklemeye başlıyor.

Bir de kabuğun içinde asperiti, yani pürüzlülükler varsa, faylarda belli ölçeklerde, büyüklüğü birbirine yakın depremler olmaya başlıyor. Yani kabuk bir türlü kırılıp rahatlayamıyor. Onun için sürekli orada 3-4 büyüklüğünde yüzlerce deprem oluyor. Aşağıdaki magmanın hareketi yukarı doğru eğimli olduğu için, fayların içine belli bir zaman sonra o akışkan dediğimiz çok sıcak sıvılar, yüksek sıcaklıklı sıvı malzemeler girmeye, fayların kırıklarına yerleşmeye çalışıyor. Hidrotermal dediğimiz akışkanların hareketi başlıyor. Aynı zamanda derin dolaşımlı jeotermal akışkanlar da var. Onlar da sistemde su basıncı değiştiği zaman biraz daha problemli duruma dönüşüyorlar. İçinden geçtikleri faylar deprem üretmeye başlıyor.

Şu anda bunların hepsi gerçekleşmiş gibi görünüyor bölgede.

TSUNAMİ YARATACAK”

Santorini’deki olası büyük bir depremin bizim kıyılarımıza etkisi ne olacak?

Bu depremler bir süre devam edecek. Şu anda artık 5 büyüklüğünde depremler de oluşmaya başladı. Şöyle bir sıkıntı var. Geçmişte 1956 yılında bu bölgede 7.5 büyüklüğünde bir deprem olmuş. O depremde o bölgede can ve mal kaybı yaşanmış. Depremden yaklaşık 20-30 dakika sonra bizim Ege kıyılarına Bodrum, Kuşadası, Marmaris bölgelerinde küçük ölçekte tsunami meydana gelmiş. Bu bölgedeki depremlerin büyüklüğü artar ve 7,5 ve üzeri depremler olursa, bizim kıyılarda tsunami meydana gelecek gibi görünüyor.

Şimdi de tsunami felaketi mi yaşayacağız?

Bu bizim için büyük bir problem değil aslında. Çünkü deprem olduktan belli bir süre sonra geliyor tsunami. Türkiye’deki AFAD mekanizması, Kandilli, depremleri anında ölçtükleri için orada tsunami olup olmayacağını önceden biliyoruz ve halkı uyarıyoruz. 20 dakika, yarım saat sonra tsunami gelecek, Bodrum, Yalıkavak gibi kıyılardan geri çekilin diyoruz insanlara. Yarım saat sonra tsunami geldiğinde deniz içeri giriyor, çıkıyor. Kimse ölmüyor. Dolayısıyla bizde sadece maddi zarar oluşturacak, deniz kenarındaki evleri su basacak, ama insanlar ölmemiş olacak.

Santorini aynı şansa sahip değil tabii…

Santorini tarafındaki depreme çok yakın adalardaki insanlar can ve mal kaybı yaşayacak. O yüzden Yunanistan şu anda Santorini’deki insanları uçaklarla alıyor. Afete hazırlanıyor.

BİZ 150-200 KİLOMETRE UZAKTAYIZ

Orada bir de devam eden volkanik etkinlik var. Zamanı geldiğinde püskürecek, ama onu önceden bilmek imkânsız. Şu anki sismik aktivite belki de ona dönüş sağlayacak. Ama önceden ‘Evet volkan patlayacak’ demek çok yanlış olur. Belki 10 gün içinde belki 100 yıl sonra… Onu söyleyemeyiz. Volkanik aktivitenin olduğu bölgede o sismik aktiviteyi çok iyi izlemeliyiz ki zaten şu anda hem Türkiye hem Yunanistan tarafı öyle yapıyoruz. Hem Türkiye’de hem Yunanistan’da çok sayıda sismometre var. Hepsi 24 saat kayıt yapıyor.

“TÜRK VE YUNAN BİLİM İNSANLARI FARKLI GÖRÜŞTE”

-Yunanistan ve Türkiye ortak mı çalışıyor?

AFAD düzeyinde ortaklık var, ama biz bilim insanları bireysel etkileşim içindeyiz. Onlar depremlerin volkanla ilgisi yok diye açıklama yaptılar. Yerin içindeki stres nedeniyle faylar kırılıyor dediler. Ama bize göre volkanizmanın da yani aşağıdaki magma adasının sisteme katıldığı bir deprem silsilesi var. Şu anda Yunan ve Türk bilim insanları farklı düşünüyoruz.

Ancak bu çok yeni başlayan bir aktivite olduğu için, 5 gün sonra fikirler değişebilir. Veri elde ettikçe fikirler değişebilir. Bir iki hafta içinde bunun ne anlama geldiğini tam olarak ortaya konulabilir.

Bu depremler ne kadar sürer?

2011 yılında böyle bir şey olmuş, 5-6 ay sürmüş sismik etkinlik. Şu anda yüzeyde herhangi bir volkanik etkinlik yok. Bir gaz çıkışı, buhar çıkışı yok. Denizin altındaki etkinliği tabii şu anda çok net göremiyoruz, ama bazı şeyler oluyor olabilir. 3-5 gün sonra onları da gidip görme şansı olacak oradaki bilim insanlarının. Özellikle Yunanistan’daki bilim insanları gidip inceleyecekler, denizin altında anormal bir durum varsa zaten görürler. Dolayısıyla düşünceler, görüşler değişebilir. Bugün söylediğimiz şeyler yerine yarın bambaşka bir cümle kurabiliriz. Şu anki verilere göre konuşuyorum.

Depremlerin büyüklüğünün artarak devam edeceğini öngörüyorsunuz değil mi?

Şu anda öyle bir izlenim var. Sonuçta her çıkışın bir inişi var derler ya. Belki de 5’te artık maksimuma geldik, yavaş yavaş sönecektir. Hangisinin olacağını önceden söylemek imkânsız. Yerkabuğu, bir de suyun altında. Karada olsa gidip gözlemleme şansımız vardı, ama suyun altını gözlemlemek biraz daha zor. Zaman gerektirir. 3-5 günde olacak iş değil.

Suyun altındaki araştırma nasıl yapılıyor?

Gemilerle gidiyorsunuz, deniz seviyesine göre belli aletler seriliyor, sonra geminin içinden denizin altına özel bir tabanca indiriliyor, o tabanca ateşleniyor. Yani yapay bir deprem üretiliyor. Sonra yerin altına gidiyor sizin gönderdiğiniz sinyaller. Orada aşağıdaki tabakalara çarpıp, tekrar deniz yüzeyine koyduğunuz aletlere yansıyorlar. Böylece bir veri elde ediyoruz. Denizin altındaki tabakanın nasıl durduğunu, orada fay olup olmadığını anlıyoruz. Bu çok özel bir sismik yansıma yöntemi. Bu yöntemlerle deniz tabanının altındaki malzeme, faylarla ilgili, volkanla ilgili bilgiler elde etme şansımız var. Bir de her tarafa koyduğumuz sismometrelerden gelen bilgiler de yerin altının nasıl bir yapıya sahip olduğunu söylüyor. Belli bir prosesten sonra. Şimdi zaten herkes bununla uğraşıyor. Biz şu anda eldeki veriyle konuşuyoruz. Daha önce burada yapılmış çalışmalar bize ne diyor. Ona bakıyoruz. Yeni hiçbir çalışma yapılmadı. Bundan sonra belki gemiler gidecek, o gidecek, bu gidecek bilimsel çalışmalar artırılacak.

Sosyal medyada gezen ‘Yapay deprem oluşturuluyor’ söylentilerine ne diyorsunuz?

Yapay depreme gerek yok ki. Zaten yeterince fay var. Onlar deprem üretiyor. Bir de aktif volkanlar var. Ufacık bir harekette oradaki faylar kırılıyor. İnsanların herhangi bir müdahalesine gerek yok orada. Zaten birilerinin gelip nükleer patlatma falan yapması lazım. Kimse gelip orada nükleer bir patlatma yapamaz. Cahil bir toplumuz, oradan çıkamıyoruz maalesef.

Bu depremler başka fay tetikler mi? Büyük İstanbul, İzmir depremine yol açar mı?

Başka fayı tetiklemiştir zaten. Çok yakınlar birbirlerine. Onlar deprem ürettiği için depremler bir türlü bitmiyor. Şu anda deprem aktivitesinin bir deprem fırtınasına dönüşmesinin nedeni, aşağıdaki faylar birbirine kavuşuyor, sisteme katılıyor. Biz o depremleri görüyoruz. Kaç fayın birlikte çalışarak ürettiği depremler bunlar. Bir de volkanın kendisi var. Magma dediğimiz sıvı madde de yüzeye çok yakın. 5-6 kilometre kadar. Magma doğal olarak sağa sola sallandığı zaman bile sağdaki soldaki faylar ondan etkilenir ve deprem üretmeye başlar. Çok güçlü bir yer hareketidir. Ancak İstanbul, İzmir depremi ile ilgisi yok. Burası tekil bir yer. Kendi içinde aktivitesi sürüyor.

Berrin Tuncel Birer