Şansal Büyüka hepsini ifşa etti. Kötü niyetli fırsatçıların tuzağını ortaya çıkardı

Bu bir futbol yazısı değil, hayatın içinden bir yazı… Sosyal medyada “akıl tutulması pahalılığa” karşı “Cumartesi – Pazar günü cafe- lokantalara gitme” boykotu başlatıldı… Çok umudum yok ama dilerim tutar…

Ben, Bağdat caddesi çevresinde oturan, halkın arasında dolaşan, günlük küçük gözlemler yapan sade bir vatandaşım… Madem böyle bir girişim başladı, sizlerle, hayatın günlük doğal akışı içinde cadde çevresindeki günlük yaşamdan bazı gözlemleri paylaşmak isterim …

xxx

Geçen hafta, genellikle yılın çok büyük bir bölümünü yurt dışında yaşayan bir arkadaşıma rastladım… Gözleri faltaşı gibi açılmıştı… “Suadiye’de ara sokakta sıradan bir cafede, bir Capiccino’ya tam 160 lira ödedim. Dünyayı dolaştım, paranın değerine göre bu kadar pahalısını içmedim” dedi…

xxx

12 Nisan kızımın doğum günüydü… Bağdat Caddesi’nde ve Türkiye’de adı çok bilinen bir cafe-lokanta’dan tek kişilik pasta, tekrar edeyim sadece bir kişilik, bir porsiyon pasta ile paket içinde 250 gram içi portakallı çukulata çubukları aldım… Kasaya gittim, “975 lira” dedi… Yanlış duydum sandım, kasa fişine baktım, bu defa gözlerime inanamadım …

xxx

Bağdat Caddesi’nde Şaşkınbakkal ile Erenköy arasında karşılıklı iki cafe var… Biri caddenin sağında, diğeri solunda… Aralarında sadece arabaların geçtiği cadde var… Yani 10 adım… Adını vermeyeyim, aynı marka ürün, aynı miktarda, bir cafede 200 lira, diğer cafede aynı ürün, aynı miktarda 410 lira… Tekrar edeyim, iki cafe arasındaki mesafe sadece 10 adım ama aradaki fiyat farkı yüzde yüz farklı… Bu, yüzde yüz fırsatçılık değil mi?

xxx

Sapla samanı ayırmak için iyileri de yazmak lazım… Biz hep çekiniyoruz, adını yazarsak reklamını yapıyoruz sanırlar, bir çıkarı var düşüncesine kapılırlar diye… Oysa iyilerin, iyi niyetlilerin hakkını vermek adlarını yazmak lazım… Ben şimdi yazıyorum… Bağdat Caddesi’nde iki tane Borsa Lokantası var… Biri Şaşkınbakkal’da, diğeri Caddebostan’da… Sulu yemek yapar, yani ev yemeği… Her gün çorbası- eti- hamuru- sebzesi – salatası, tatlısı ile 60-70 çeşit yiyecek bulursunuz… Evde yeseniz, gene bu maliyeti bulursunuz… Üstelik yediğiniz midenizi ekşitmez, sizi rahatsız etmez, yani kalitesi iyi, fiyatları makul… Bu Borsa’da çay 20 liraya satılıyor, aynı Bağdat Caddesi’nde çay fiyatları genellikle 60-80 lira seviyesinde… Borsa’nın 20 lira yazdığı çayın başka yerlerde 60-80 lira aralığında satılması fırsatçılık değil mi?

xxx

Borsa Lokantası’nın sahibine “bu fiyatlarla nasıl kurtarıyorsun” diye sordum… “Malı alırken ucuza almak için kıran kırana pazarlık yapıyoruz… Mesela dünyaca çok ünlü bir meşrubat markasından indirim istedim vermedi, ben de o markayı artık içeri sokmuyorum, en az o marka kadar meşhur olan bir başka markayı satıyorum” dedi… Demek ki isteyince, iyi niyet olunca hizmet sektöründe “kalite – uygun fiyat” birleşebiliyor… Yeter ki fırsat düşkünü olma …

xxx

Madem başladık, iyi örnekleri vermeye devam etmeliyim… Cadde’de daha ekonomik yerlerden biri Midpoint Cafe… Patronunu iyi tanırım, diğer cafelere oranla ucuzluğunun nedenini sordum… “Bizim için dükkana ne kadar fazla insanın girdiği önemli, sürüm önemli… Biz bu yoğunluğu sağlıyoruz ve para kazanıyoruz” dedi… Demek ki uygun fiyat, daha fazla müşteri ile para kazanılabiliyor…

xxx

Kadıköy’de balıkçı tezgahlarında Kalkan balığının kilosu 600 lira… Bilinen lokantalarda kilosu 2500 liradan satılıyor… Buna rağmen talep görüyor… Yeme kardeşim, kalkan balığı yemesen ölür müsün?

xxx

Caddebostan Plaj Yolu sokakta bir eczane var (Sahan Kebap’ın bitişiğinde)… Sahibi genç bir kızımız… Caddebostan ve çevrede oturanlara ilaç fiyatı üstünden yüzde 10 indirim yapıyor… Alın size iyi niyet… Demek ki yüzde 10 indirime rağmen para kazanabiliyor…

xxx

Toplumsal duyarlılığı, toplumsal tepkisi ve bilinci olan bir millet değiliz… İyi ile kötüyü ayırmakta, iyinin hakkını vermekte pek titizlenmiyoruz… Zaten öyle olsak çoğu şeyi dayanışma ile düzeltiriz… Cafe ve lokantalarda aşırı pahalılığa karşı başlatılan boykotu bu bakımdan önemsiyor ve başarılı olmasını, hedefine uluşmasını, kötü niyetli işletmecileri hizaya getirmesini çok istiyorum… Ama burada bir duyarlılık gerekiyor; iyi niyetli ile fırsat düşkünü kötü niyetlileri ayırabilmek… Zaten insanın çevresel gözlemleri kim iyi niyetli, kim kötü niyetli çok açık ortaya koyuyor, belli ediyor… Umarım iyileri seçer, kötüleri pas geçeriz… Sonuçta kötüleri hizaya getirmek bizim elimizde…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir